Hava Durumu

Milyonlar ne oldu.?

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2024 09:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.03.2024 09:58

Tüm Türkiye’de olduğu gibi Yalova’da da yıllardan beri altına otopark yapılamayacak durumlarda olan binaları yapan müteahhitlerden alınan paralar nerede…?

Belediyeler 1995 yılında çıkan bir yönetmeliğe göre, daire başına 8 bin 300 lira harç ödenmesi halinde binalarda otopark şartı aramıyor. Belediyeler toplanan paralarla ücretsiz otopark yapmayı taahhüt ediyor.

Tabi kasası tam takır olan belediyeler altına otopark yapılacak durumda olan binalardan bile para alarak otopark yaptırmıyor. Hem müteahhitlere daha çok kazandırıyorlar hem de şehirde trafiğin Arap saçına dönmesine sebep oluyorlar.

1995 yılından beri Yalova’yı yöneten belediye başkanlarından bir tanesi bile toplanan paralar ile kapalı otopark yapmadı. Paralar belediyenin cukkasına gitti…

Şimdi soruyorum…29 yıldan beri Yalova belediye başkanlığı yapanlar 29 yılda otopark yapmak için topladığınız paraları ne yaptınız?

İBRAHİM UZUN

1994 – 1999

BARBAROS H. BİNİCİOĞLU

2004 – 2009

YAKUP B. KOÇAL

1999 - 2004 / 2009 – 2014

ÖMER ASLAN (GÖREVLENDİRME)

30.04.2014 - 01.06.2014

VEFA SALMAN

Görev süresi 1 Haziran 2014 - 27 Şubat 2020

Mustafa Tutuk:2020-2024

Yani 1994 yılında çıkan otopark yasası ile yukarda isimlerini saydığımız 6 belediye başkanı zamanında milyonlarca lira otopark yapılmak üzere toplanmış, ama bugüne kadar bu toplanan paralar ile otopark yapılmamış. Yasalarla bu paraların başka yere harcanması suç olmasına rağmen kimse çıkıp ta hesap sormamış.

Peki bu milyonlarca lira nerde..?

Yaptığı bina otopark yapmaya müsait olsa bile daha fazla kazanmak isteyen müteahhitler otopark yapmayarak daire başına belediyeye para ödeyerek maliyeti düşürüyorlar.

Otopark Yönetmeliğinin `Otopark hesabında toplanan meblağ otopark tesisi dışında başka bir amaçla kullanılamaz` hükmüne rağmen, otopark bedellerini; personel alacaklarının ödenmesi, parke ve bordür taşı ile araç alımı, borçların ödenmesi ve kaldırım yapımı gibi farklı amaçlarla kullandığı anlaşıldı.

Belediyelerce tahsil edilen otopark bedellerinin, otopark yapımı dışında başka bir amaçla kullanılmasının yasak olmasına rağmen kimse bunu takmadı. Takmadı çünkü yasa çıkartanlar kendi yasalarının uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmedi.

Müfettişler kontrole gelse bile çalınan minarenin kılıfını görmemezlikten geldiler…

HİÇBİRİ YERİNDE KULLANMADI

Belediyelerin, topladığı paralarla tek bir ücretsiz otopark yapılmadığı TBMM’de gündeme geldi. Tüketici şikâyetlerini dinleyen Komisyon, “Otopark harçlarının geri istenmesi için belediyelere dava açılsın” kararı verdi.

Ama hiçbir kimse dava açmadı..

1994 yılında yürürlüğe giren “Otopark Yönetmeliği ”ne göre, otopark yeri ayrılmamış olan konutlar için yerel yönetimler tarafından otopark yapımında kullanılmak üzere daire başına bugünkü değerle yaklaşık 8 bin 300 lira otopark harcı alındı.

Toplanan harçların belediyeler tarafından otopark tesisi için gerekli arsa alımları ile bölge veya genel otoparklar için kullanılmadığını ortaya çıktı.

Çıkmasına çıktı ama bu “minareyi çalma” işi yine ortada kaldı. Yani Ülkesini, ,ilçesini seven Türkiye’de bir tane  belediye başkanı çıkıp paraları yerinde kullanmadı.

Bu illerin içinde tabi ki Yalova’da var. Hani nerede Yalova’yı seven, Çocuklarla gülücüklü fotoğraf çektiren, Hava kararınca evlerin kapılarına erzak poşetleri bırakan, fırında pide yapma pozu veren, Kamunun paralarını lay lay loma harcayan belediye başkan adaylarının bir tanesinin gündeminde Yalova’nın karayan yarası otoparka çözümleri ve projeleri yok.

REKABETSİZ OTOPARKLAR

Tekrar soruyorum….Yalova’da toplanan milyonlarca lira ne oldu.? Yalova’da 2 tane kapalı otopark var.

Yerler belediyenindi. Yakup Koçal döneminde her ikisi de yap. İşlet, devret modeli ile Yalova’nın 40 yıldır yapılamayan NATO yolunun müteahhidine verildi.

2 kapalı otopark aynı şirkete ait olduğu için rekabet yok. Fiat’ı istediği gibi uyguluyor. Peki, Kamuya çalışması gereken Yalova belediyesinin işlettiği sahildeki açık otopark da Fiat nasıl?  Oda diğerleri gibi. Uçuyor.

Ara sokaklardaki irili ufaklı özel otoparklarda ise saat ücreti en düşüğü 50 lira… Yalova şehir merkezine günde 3 saat uğrayan bir araç sahibi 150 lira ödemek zorunda kalıyor. Ayda ise bu aşağı yukarı 5000 lira eder. Sorarım size bu ekonomik şartlarda bu parayı kaç kişi ödeyebilir.

Sonuçta park yeri bulamayan araç sürücüleri ile görevini yapmaya çalışan trafik polisinin yaşadığı tekme tokat kavgasını Yalova’da daha çok yaşarız.

BELEDİYELER BU PARALARI BAŞKA YERDE KULLANAMAZ AMA….!

Bu paralar kapalı otopark yapmak için toplanır. Toplanan paralar amaca uygun olarak kullanılmaz ise bunu denetlemek önce belediyelerdeki muhalefet partilerine düşer.

Ben 29 yılda hiçbir muhalefet partisinin bu işi yargıya götürdüğünü duymadım. Onlarda hep 3 maymunları oynamış. Sesleri çıkmamış.

 Hani bir laf vardır…”Minareyi çalan kılıfını hazırlar” diye. Size bu konuda, şimdi rahmetli olmuş, koltuğu başka bir adaya bırakmış, eski belediye başkanı ile aramızda geçen konuşmayı konuyu anlatayım.

İsmini yazmayayım. Polemik olur.

Kendisi Yalova’nın en tasarruflu bir şekilde kamu parasını harcayan belediye başkanı olarak tanınır. Hatta o kadar tasarruflu giderdi ki yolları sadece parke taşı yaptırırdı. Asfalt yaptırsa iki gün sonra bozulacak, paralar boşa gidecekti. Onun için parke yaptırır, yollar bozulsa bile tekrar aynı parkeler kullanılırdı. Eğer otopark yasası onun görev yaptığı dönemde çıksaydı o bu paraları yerinde kullanırdı.

Yalova o zaman küçük bir yer ..Yalova’da istatistikler Yalova’nın hızla büyüyeceğini, araç sayısının artacağını gösteriyordu.

Caddeler bugün ki  caddeler. Araç sayısı ise nerede ise parmakla sayılacak kadar az.

Bugün ise yine aynı caddeler. 1 cm bile genişlememiş. Eskiden de Yalova da trafikte aynı sorunlar yaşanıyordu. Âmâ kimse devletin trafik polisine tekme tokat girişmediği bir zamandı.

O başkan abimize şunu sordum: Sizin zamanınızda yoktu ama şimdi belediye otopark park yerine müteahhitlerden para topluyor.” Bu belediyelerin topladığı o oto park paraları nerede ?”

Bıyık altında gülerek: ”Sokaklara döküyorlar…”

İnan sokaklara döküyorlar. Yaya yollarında bir şey olmasa da yaya kaldırımlar bir genişliyor. Bir daraltılıyor.

Bak sana bu işin kurnazlığını anlatayım. Belediyeler her gün yaya kaldırımlarında yenilikler yapar. Altı ayda bir yollardaki cepler değişir cepler bir gün sağa bir gün sola geçer. Hemen hemen her mahallede bu değişikler olur. İşte o paralarla o cepleri park yaptık derler. Oraları otopark olarak gösterir.

Hem halkın gözünde belediyeler iş yapıyor gözükür. Hem de abidik gubidik işlere para aktarılır.

 Ha… o kaldırım işi beş liraya yapılırsa 15 liralık fatura kesilir o fazla para ile belediyenin başka masraflarını karşılanır…….

Sen bir yerde yaya kaldırımların yeniden yapıldığını görürsen işte o paralar yeni yapılan binalardan toplanan paralardır.

Bu toplanan paraları oto park dışında harcanmaması lazım. Kanun kesin. Başka yere harcarsan hapse kadar düşersin. Âmâ bu güne kadar hiçbiri hapse düşmedi.

Bir büyüğümüzün dediği gibi, ”Benim belediye başkanlarım işini bilir”

O nedenle böyle Mehmet’e böyle ninni… Yalova’da bir gün toplanan paralar kapalı otopark için sorunu için harcanırsa trafikte sorun olmaz…

PADİŞAHIN KÖPRÜ VERGİSİ

Padişahın biri halkının vergiye karşı hangi noktadan sonra direneceklerini test etmek ister. Bunun için vezirlerini çağırır.

Vezirleri huzura çıkar, saygılı bir şekilde beklerler.

Padişah;

— Köprülere adam koyun, geçenden bir akçe alsınlar! der.

Aradan bir süre geçtikten sonra Padişah vezirlerine sorar:

— Nasıl, halk hayatından memnun mudur? Herhangi bir şikâyet var mı?

Vezirler:

— Hiç bir tepki yok Sultanım!

— İyi o zaman. Köprünün diğer tarafına da bir adam koyun, çıkandan da bir akçe alsın!

Aradan bir süre geçmiş, Padişah tekrar sormuş vezirlerine:

— Var mı halinden şikâyet eden?

— Yok!

Halkının tepkisizliğine kızan Padişah, gürlemiş:

— Köprülerin ortasına da birer adam koyun, gelip geçeni …. yapsın!

Aradan birkaç gün geçmiş, halktan bir tepkinin olmamasına içerleyen Padişah, çağırmış vezirlerini,

—Halkı dinleyelim hele bir, demiş. Gitmişler köye, Padişah sormuş:

— Halinizden memnun musunuz, var mı bir şikâyetiniz?

Ses yok. Padişah tekrar :

—Taş üstünde taş omuz üstünde baş komam! Var mı şikâyeti olan hemen söylesin! Diye gürleyince arkalardan cılız bir ses duyulmuş:

—Padişahım, o köprünün ortasındaki adam var ya!

—Eeee! demiş Padişah bir umutla… Ne olmuş o köprünün ortasındaki adama?

— Aksamları çok kalabalık oluyor, sıra uzuyor, eve geç kalıyoruz, mümkünse bir adam daha koysanız…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.