Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kral öldü… Yaşasın kraliçe…

Yazının Giriş Tarihi: 19.08.2023 11:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.08.2023 08:16


17 Ağustos Marmara depremi..o günleri çok iyi hatırlıyorum. Binalar çökmüş. Yollar kapanmış. Şu anki Diş hastanesi o zaman Devlet hastanesiydi…
Hastaneye hastane demeye bin şahit isterdi. Doktor kadrosu ise bir elin parmakları kadardı. Hastane bahçesi yaralı doluydu. Ulusal gazetelere çalışan ise üç beş kişiydik..
Milliyet, Cumhuriyet ve Sabah, AA hariç tüm gazeteleri temsil ettiğim için işimiz çok zordu. Dürüstlüğüne inandığım Saim Çotuk ile çok zor günler geçirdik. Elimizde derme çatma kamera ile İHA haber ajansı olarak dünyaya ilk geçen olduk.
Rahmetli Burhan Kazmalı o zaman Haberci de çalışıyordu. Bir yerel gazetenin depremde elektriksiz çıkartılması bir mucizeydi. Koca bir şehirde elektrik yok. Termal yolundaki benzin istasyonun jeneratör var. Kazmalı sayfaları hazırlıyor, haberleri yapıyor ve gazete baskıya giriyor. Yani ekipte gazetecilik ruhu var. Yani gazeteci olmamışlar…Gazeteci doğmuşlar..
Kazmalı v e Haberci ekibi ellerinde derme çatma bilgisayar ile Termal yolu üzerindeki bir benzincide hazırlanarak bir şekilde gazetelerini çıkartılması takdire şayandı.
O zamanki teknoloji ile bugünü mukayese etmek çok zor. Fotoğraflar ve görüntüler ancak ya İDO ile gidecek ya da dört yolda bir otobüs beklenecek, şoför ikna edilecek ve zarfları merkeze ulaştıracaksınız. Yemek yok, Su yok, Elektrik yok. Sonra İHA’dan jeneratör gelince rahatladık.
Onu çabuk unuttular
Yalova halkında ahu vefa yoktur. Zamanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının yaptıklarını çok kısa zamanda unuttular. Cevdet Aydın parkında kurdukları çadırlarda sabaha kadar bekleyip vatandaş ile birebir görüşmelerini unutmayacağım anlardır.
”Okuyan olmasaydı bu kadar kısa zamanda toplanamazdık” diyenler onun Yaşar Okuyan Devlet hastanesinden, Yaşar Okuyan bulvarından ismini sildiler… Caddeye tekrar değişmesin diye bir şehidimizin ismi verildi. Aday oldu.  Oylarını vermediler. En yakın akrabaları, çalışma arkadaşları hakkında seçimde sahte belgeler dağıttılar.
Kendi tabiri ile aykırı adam Yaşar Okuyan’a çok haksızlık ettiler. Ona en yakın insanlar belden aşağıya vurdular. 
Büfelerde Yalova çocuğu karaborsa yaptı
Öte yandan merkezde Yalova evladı dediğimiz kişilerin sahip olduğu büfede sigara ve suyun fahiş fiyatla satıldığı duyuldu. Ertesi günü camları aşağı indi. Yapanların elleri dert görmesin.
Sonra Yardımlar geldi. Yardım kamyonlarına ellerini uzatan çok zengin insanlar vardı. Bir depremle muhtaç duruma düştüler. Yaşlı başlı adamlar kuyruklarda kadın petlerine saldırdılar. Yeter ki beleş bir şey olsun
Öyle siyasetçileri vardı ki ..! Korkup kaçarak Akdeniz’in sularında bronzlaştılar.  Sonra tıpış tıpış Yalova’ya gelip timsah gözyaşları döktüler… Bu zatı muhteremler siyasetin ombudsmanı ilan edildi.
Yalova’yı babaların çiftliği gibi idare etmeye kalkarak siyaseti kendi çevrelerinde dizayn ettiler. Siyasetin ağır abileri oldular.
SAHTE DEPREMZEDELER TÜREDİ
Çınarcık’ta Veli Göçer binasında depremden çıkartılan insanların kollarındaki bilezikleri almaya çalışanlarını gördük. Allahtan o anda Mehmetçiğimiz oradaydı. Gereğini yaptı.
Dört yoldan öbek öbek sırtlarında yorganları olan insanları gördük. Ertesi günü bu insanlar yardım kuyruklarında “Evim yıkıldı. Ne olur yardım edin” diye yalvardıklarını  gördük.
Yalova’daki yeşillikler içinde olan toplanma alanları yok ettiler. Bugün yok edilen(Yok edenin kim olduğunu hepimiz ve hepiniz biliyorsunuz) Arberetum kısa zamanda barınma yeri yapılıp aş evi kuruldu. Su dağıtımı yapıldı. İsmini yazmamayayım bir dondurma firması kutular içinde dondurma dağıtıyordu. Bir kadın. Emir bayırında 3 katlı lüks villada oturuyordu. Evinde bir tane çizik yoktu. Bir şekilde burada bir çadır kapmış. Gündüz çadırda, gece çaktırmadan lüks villasında kalıyordu. Ağustos ayı her yer kavruluyor… Bir kadın gördüm. Çarşaflı idi. Her ne kadar saklasa da kollarındaki burmalar on taneden fazlaydı.
Salya sümük ağlayan bu kadın, miniklerin ellerinden onlarca kutu dondurmayı kapıp götürüyordu. Dayanamadım ”Be kadın bu sıcakta bu dondurmaları erimeden nasıl muhaza edeceksin” dediğimde az daha dayak yiyecektim…
EMNİYETİN KARŞISINDA KADIN SATTILAR
Şuan ki valiliğin karşısında bir helikopter pisti ve onun tam ortasında bir çadır vardı. Kulağıma bir bilgi geldi. Gece o çadırın karşısındaki bankta nöbete yattım…Yarım saat aralıklarla birbirinden güzel kadınların girip çıkıyordu….Sonra deniz tarafından arkasına geçtim. Meğerse o tarafta da bir giriş varmış..! Oradan da erkekler giriyordu.
Yani anlayacağınız dibinizdeki insanlar acı ile kıvranırken birileri fuhuş yapıyordu… Tabi saati geçmeden gereği yapıldı.
KÖTÜ ADAM İLAN EDİLDİK
Adliyede elleri kelepçeli ne sorumlular gördük. Âmâ çocukları rencide olmasın diye kelepçeli halinin fotoğraflarını çekmedik.. Tabi ki onların yaptığı binalarda insanlar ölürken fotoğraflarını çektik diye kötü adam olduk, 
İnanın 17 Ağustos Marmara depremi ile ilgili yazacak o kadar çok şey var ki. Bunları yazacak gücüm kalmadı. Senelerce bu konuda yazmadım. Bu yazım ilk ve son olacak, ama şunları yazmadan da etmeyeceğim deprem sonrasın birçok yerde ahkâm kesen siyasiler oldu. Vizyonları çok genişmiş. 
O kadar geniş vizyonları varmış ki yaklaşık 3 milyona satılan belediye arazisine taahhüt yerine getirilmediği için milyonlarca ceza ödenmek zorunda kalınmış. Yer satılmasına satılmışta adama arsa bedavaya verildiği gibi üstüne milyonlarca para ödenmiş. Bir müddet sonra bir şekilde Arap efendiye satılan Arberetum arazisinde de aynı şekilde tazminat ödenirse hiç şaşırmayın.
“Yalova’ya çok kat izni verilmeyecek. Toplanma alanlarına sahip çıkacağız. Kentsel dönüşümü hemen yapacağız.” Diyenler…..
Ya bugüne kadar ne yaptınız. Önce canım yeşil alanları sattınız. Arberetumun canına okudunuz. Devletin valisinin gözü önündeki yeşil alanı sattınız.
Çöplüğün üzerine 8 kat inşaat yapılmasına izin verdiniz. Bu yetmiyormuş gibi başka bir bölgeye de 8 kat izni çıkardınız. Peki bu kat izinleri verilirken hangi jeoloji mühendisi imza attı… Diyorlar ya her şey Yalova da İYİ olacak.Nah İYİ olacak. 
BUNLAR OLURKEN VALİ KİMDİ ?
Yalova’ya bir vali geldi ve şimdi gitti. Neredeyse tüm Yalova arkasından gitti diye ağlamaya başladı.. Adam güler yüzlü olabilir. İnsana yakın olabilir ama bıraktırdığı şeylere bakınız.
Sahte ikametlerle doldurulan Yalova Atatürk İlkokulunda yüzlerce öğrenci var. Bu okulda Bahçeli evler mahallesi, Süleymanbey mahallesinde ikamet edenlerin çocukları okuması gerekir. Âmâ diğer okullarda eğitim veren öğretmenleri sanki uzayda okutulmuş, diğer öğretmenlerden daha değerli düşüncesi  ile Çiftlikköy, Elmalık ve hatta Taşköprü’den öğrenci kayıtları yapılmış. Okulda öğrenci fazla öğrenci olduğu için çift tedrisat yapılıyor. Buraya gelmesi gereken Rüstempaşa ve Süleymanbey mahallesindeki öğrenciler başka okullara gitti. Peki onların günahı ne. Neden bu sahte ikametlere göz yumuyorsunuz ?. Aynı sahte ikametler Özden mahallesinde yaşıyor. Hemen hemen her hanede misafir öğrenciler var. Gece bir baskın yapılsa bu çocukları bulamazsınız.  çift eğitim var diye bir binaya ihtiyaç var olduğu iddia edildi. 
Yalova da sivil toplum örgütleri ayağa kalktı. Buna rağmen bir müteahhide bağış diye okulu yaptırdınız(Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü).Okul arazisi eski meteoroloji alanı ağaçlık bir yer. Mahkeme kararına rağmen bu bina yapıldı.
Binanın yer konumu nedeni ile okul yapılmaması gereken bir yer… Deprem olsa çocukların kaçacağı bir yer yok. On taraf Yalova’nın en işlek noktası arkasındaki sokak başka bir dert.
NE DEDİLER NE OLACAK ?
Haa.Bu sene Atatürk okulu buraya gidecek mi? İddiaya göre gitmeyecek. Başka bir okulun binasında yenileme olduğu için bu okul kullanacak… Seneye ne olur Allah bilir. Kardeşim sahte ikametleri gerçek okullarına yönlendirin. Ta Taşköprü’den öğrenci geliyor. Onları getiren minibüsler yüzünden şehir merkezinde trafik Arapsaçı. Bu ne zaman yapıldı. Peşinden ağladığınız vali  zamanında .Bir çalışma yaptı mı.? Kocaman bir hayır.
Sadece gülücük dağıttı. Kurdele kesti.Ben “vali koronaya yakalandı diye haber yapınca bana kızdı. Ya devletin valisi koronaya yakalanmış. Karantinada olması gerekirken hem mesai arkadaşlarının  hemde kendisi ile boy gösterenlerin hayatını riske attı. Kurdele kesme fotosunda gözükenlerin bir kısmı koronaya yakalandı.Halen yaşıyorlrmı bilmiyorumTörenlerde boy gösterdi. Kendi verdi talkımı, yedi salkımı..!
Diğer konu ise İDO’nun yanına yapılan lebiderya cami… Halk arasında bu camiinin ismi Vali bey cami olarak geçti. Oysa o sıralar her gün vakit geçirdiği binanın arkasındaki kubbeli cami halen parasızlıktan yapılamadı.
İşte burnun dibinde gerçekten ihtiyaç duyulan camii inşaatı parasızlıktan beklerken Mahkeme kararı durdurulan camide bir şekilde ” Durmak yok yola devam” denildi. İnşaatı yapan yine hayırsever aynı iş adamı. Bu camiye başkaları yardım ediyor mu?. Yardım toplanıyor mu  bunu bilmiyorum. Kamuya sadece bir hayırsever müteahhidin yapacağı açıklandı.
Ben Özlem Mahallesinde oturuyorum. Bölge yeni kuruluyor. Hakikaten bir camiye ihtiyaç var. Kadıköy belediyesi bir hayırsevere yer gösterdi. O da çok güzel cami yaptı. Allah razı olsun. Geniş bahçesi olan bir yer. Bir konu hakkında görüşmek üzere namaz saati imama gittim. İnanın sadece bir kişi imamla namaz kılıyor… Başka bir gün gidişimde ikindi namazı vaktiydi. İnanın imamın arkasında sadece bir tane Afganlı vardı. İmamla konuştum. Oda doğruladı sadece Cuma namazları doluymuş. Muhitte yaşayanlar genç insanlar hepsi işlerinde bu camiye gelmeleri imkânsız. Burada Cuma günleri haricinde boş olmasına diyecek bir şeyim yok. Çünkü bu muhitte başka bir cami yok. Saflar bugün dolmuyorsa ilerde dolacak.
Bizim cami bir evler arasında kurulmasına rağmen bir tane cemaat bulurken bu İDO’nun yanına camiye cemaati nasıl bulacaksınız?
Bu ne zaman  yapılmaya başladı.? Peşinden gözyaşı dökülen vali zamanında.
İLLAKİ MERKEZDE OLSUN
Gelelim TİGEM arazisindeki Orman işletmesinin olduğu arazı yanındaki binalara,. Yasalara göre bina yapılmaması lazım. Zira derenin dibi. Bir sel olsa, Bir baraj yıkılsa önce bu binalar gidecek. Önce buraya kütüphane yapıldı. Sonra vali beyimiz Valiliği buraya taşımak istedi O da burada bina yapmak istedi. Nede olsa deniz kenarında sayılır. Yalova da trafiğin en yoğun olduğu bölgelerden biri. Yine bir şeyler oldu. Vali beyin isteği sekteye uğradı.
Ha yazmayı unuttum. Vali bey başından beri kafayı takmış ille şehir merkezine valilik binasını kuracak. Gözü Yalova stadı arazine dikmiş 2 amatör stadın bulunduğu arazide apar topar parselasyon yapıldı.
Vali bey buraya binayı konduracak. Allahtan bu şehirde duyarlı insanlar var.” Hop didik “ dedikten sonra gözler TİGEM arazisine çevrilmişti.
MEZARLIĞA YAKIN OLMAKTANMI KORKUYORLAR
Kaç defa söylendi. Yeni Hastanenin olduğu bölgeye Yalova Emniyeti taşınıyor. Çok Güzel bir bina yapıldı. Temeller depreme ve kaymaya dayanıklı bir şekilde. Bu arazinin hemen bitişinde 38 dönümlük devlete ait bir arazi var. Giden vali neden burayı istemedi de ille de deniz görür yer istedi.Buradan depremde hayatını kaybedenlerin mezarlarını görmekten mi korkuldu ?
Kral öldü. Yaşasın yeni kraliçemiz. Bakalım o nerede valilik binası isteyecek.
Şunu belirtmeden de geçemeyeceğim
Merkezde bulunan valilik ve Jandarma kısa zamanda buradan kalkmalı. Bu arazin altı otopark üstü yeşillik yapılarak alttan yeni yapılacak belediye binası altına yapılacak olan otopark birleştirilmeli. Yalova’nın oto park sorununu halledecek bir proje olur. Ve kesin olarak belediye tarafından işletilmesi yapılmalı vatandaş işletenlerin ellerine bırakılmamalı
Konu nereden nereye geldi! 
Ben 17 Ağustos haberleri yapmıyorum...Senede bir gün sözde göz yaşı döken yöneticileri görmek istemiyorum. Depremi Yalova da yaşamayanlar depremzede olmuş..O acı günleri unutmadım. Elimden geldiğince unutturmamaya çalışıyorum. Âmâ ne yazık ki yönetenler goygoydan başka bir şey yapmıyor...
Deprem molozlarının dökülmesi ile yapılan deprem anıtı bölgesi artık Araplaşmış. Sokakta Türkçe konuşan yok. Biran kendimi yabancı ülkede yaşıyorum zannettim. Hatta artık omuz vurarak geçmeye başladılar. Bölgede kurulan çay bahçelerinde bu zatı muhteremler çayırda oturmaya başladılar bir yanda nargileler, Bir yanda gazeteye sarılmış biralar. 
Bunlara “Hop didik abi” diyen yok yanı başında emniyet personeli için yapılan polis çay bahçesi.
Yani 17 Ağustos da ölenler için dualar okunurken yanı başında kahkalar ve sonuna kadar açılmış müzikler. Bari bu gün yasaları uygulayın.
BU GÜNE KADAR BİR B… YAPMADINIZ
Marmara da deprem olsa inanın Yalova ya kimse gelemeyecek. Çünkü o illerde yardıma muhtaç kalacak. Bunu ben söylemiyorum. Bütün bilim adamları söylüyor. Yollar kapanacak. Sadece Bursa yolu sağlam kalacak.
AFAD’ın Çınarcık yolu üzerindeki Deposuna ulaşmak zor olacak. Şuan bir deprem olsa Fatih caddesindeki binalar yıkılıp yolu kapatacak. Geri kalan yol ise Yaşar Okuyan Bulvarı. Orası da yıkılacak binalar ile kapanacak o zaman Çınarcık yolu üzerindeki AFAD deposuna nasıl ulaşılacak?
Çalsın sazlar oynasın kızlar yapan belediyelerin kaç tanesinde acil toplanma alanların alt yapısı var.? Hiçbirinin yok. Vallahide yok. Bill ahide yok. Bir deprem olsa insanlar sıçacak yer arayacak. Ne yalan söyleyeyim ben 17 Ağustosta bulamadım. Kıçımızı gazete kâğıdı ile sildiğimiz günler hala gözümün önünde.
Bazı toplanma alanlarına göstermelik bir tabela asılmış. Küçücük bir çocuk, parkına bütün mahalle sokulmuş… Beyler kimi aldatıyorsunuz.
MAGDER KONSERI
MAGDER’in kendisini çok sevdiğim başkanı ile yolda karşılaştım. Gözlerinde yine sevgi parlaması vardı. Konser yapıyorlarmış. Allah Allah..MAGDER nee ? Konser ne.? Meğerse derneğe malzeme alacaklarmış. İnanın Yalova’yı idare edenler yerine ben utandım. Ya bu insanlar Olası depreme insanları hazırlayacaklar. Her zaman okullarda öğrencilere eğitim verecekler. Malzeme almak için konser düzenleyecekler…Ayıptır..Günahtır..Yalova’nın on dört belediyesi var. Belediye başına 100 bin liralık malzeme alamıyormusunuz.?.Oysa laylay lomlara milyonları akıtıyorsunuz.
Karakaşımız ve karagözümüz için sevabına camiler okullar yapan bu müteahhitlerimiz nerde.?
99 depreminden sonra binlerce kişiyi eğiterek bir kurtarma ekibi kuran MAGDER in derdine deva olun. Ellerinde bir telsiz ağı yok. Öyle bir cami ve okul yapacak parayı da harcamayacaksınız. Hadi yapın bir kıyak daha Yalovalılara.
Bakarsınız olası depremde sizin binalarda da adam çıkartmaya çalışırlar. Ben giden ağam gelen paşam demiyorum. Gelen hanımefendinde ondan kalır yeri olmayacağına inanıyorum. Bakalım o da nerede valilik binası isteyecek.
Ben yaşasın kral demiyorum. Ben “Kral öldü. Yaşasın kraliçe diyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.