Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TYEK) tarafından, Gelibolulu Mustafa Ali'nin, 10 farklı nüshası incelenerek tenkitli neşri tamamlanan "Künhü'l-Ahbar" adlı eserinin tanıtımı Rami Kütüphanesi'nde yapıldı.
Haber Giriş Tarihi: 04.10.2024 16:41
Haber Güncellenme Tarihi: 04.10.2024 16:41
Kaynak:
IGF
İSTANBUL (İGFA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yazma eserlerin önemine ilişkin "Ülkemiz topraklarında ve gönül coğrafyamızın her köşesinde, çağları aşan dehalarıyla nice alimler bilgilerini bu eserlerin sayfalarına emanet etmiş. Böylesi benzersiz ve paha biçilmez bir miras bu." dedi.
Toplantıya katılan Bakan Ersoy, TYEK'in sessiz ve özverili çalışmalarının önemine işaret ederek, "Başkanlığımız, kadim tarihimiz boyunca her alanda edindiğimiz bilgi ve birikimimizi koruyan, muhafaza eden, yaşatan ve gerek bugüne ulaştıran gerekse yarına aktaran bir hafızadır. Yapay zekanın çoktan telefonlarımızda yerini aldığı günümüzün bilgi ve teknoloji dünyası, kağıt ve mürekkepten bir temel üzerinde yükselmektedir. İşte biz bu muazzam temele 'yazma eserler' diyoruz." ifadelerini kullandı.
Fikirden fiile, insanlığa eşsiz yollar açan ilimlerin yazma eserlerle bugünlere ulaştığına dikkati çeken Ersoy, "Söz konusu eserlerimiz eşsiz bir ciltle başlayarak minyatür, ebru, hat ve tezhip gibi kadim sanatlarımızın nadide örneklerini barındıran başlı başına birer kültür varlığı, birer sanat eseri olma özelliği de taşıyor. Yani sadece içerikleriyle değil bir nesne olarak varlıklarıyla da bilgiyi muhafaza ediyor, aktarıyor." diye konuştu.
Bugün hayranlıkla takip edilen teknolojik ve bilimsel gelişmelerin büyük kısmının yüzlerce yıl önce Türk-İslam medeniyetinde doğduğunu vurgulayan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu asla unutmamamız gerekiyor. Unutturmak için devlet politikası düzeyinde çalışmalar yapanların, insan medeniyetine dair her şeyi kendine mal etme çabasında olanların varlığı hepimizce malum. 'Türklere önce kendi tarihini unutturmamız, manevi değerlerinden uzaklaştırmamız gerek.' fikrini dillendiren askeri, dini ve siyasi liderler, bürokratlar dün de vardı bugün de var. Açık açık söylediler, söylüyorlar. Biz ise büyük Türk düşünürü Farabi'nin öğüdünü tutup, uzun konuşanı kısa dinleyeceğiz. Onların sloganlarına ve parlak söylemlerine değil gerçeklere kulak verip o gerçekleri ayakta tutmak için çalışacağız. Özümüze sahip çıkacak, kadim medeniyet hafızamızı diri tutacağız.
Bakan Ersoy, YTEK'in temel hedeflerinin yazma eserleri en sağlıklı şekilde geleceğe ulaştırmak, en kullanılabilir şekilde hizmete sunmak ve en işlevsel şekilde yeniden üretmek olduğunu söyledi.
YTEK'in kurulduğu günden itibaren, yapılan çalışmalarla 3 bin 673 eserin restore edildiğini aktaran Ersoy, şöyle devam etti:
"Yazma Eserler Veritabanı platformunda halihazırda 616 bin eserin künye bilgisi, 450 bin eserin dijital görüntüsü yer almakta. Bu görüntüler, üye olan herkesin evinden bile ulaşabileceği şekilde hizmete sunulmaktadır. Belki de bu yoğun mesainin en değerli ödülü, en önemli noktası da burada yatmaktadır ki o nokta, söz konusu bütün bu eserleri ulaşılır kılarak toplumsal ilgiyi artırmaktır. İşte Gelibolulu Mustafa Ali Efendi'nin Künhü'l-Ahbar eseri bu yolda attığımız en kapsamlı çalışmalardan biri olmuştur."
"TARİH YAZMAK, TARİH YAPMAK KADAR MÜHİMDİR"
Ersoy, dört bölümden oluşan Künhü'l-Ahbar eserinin Hazreti Adem ile başlayan Peygamberler tarihinden, 1596'da gerçekleşen Eğri Seferi'ne kadar süren Osmanlı tarihine uzanan dönemi anlattığını dile getirdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." sözünü aktaran Ersoy, "Mustafa Ali Efendi de yüzyıllar öncesinde aynı hassasiyeti kendisine rehber edinmiştir. O, sahih olmayan bilgiye itibar etmemeye, hadiseleri araştırıp inceleyerek nakletmeye, sahte bilgi ve hikayelerden sakınmaya, olayları saptırmadan ve abartmadan nakletmeye önem vermiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Ersoy, Rami Kütüphanesi'nin de açıldığı günden bugüne yaklaşık 4 milyon ziyaretçi ağırladığının altını çizerek, TYEK'e bağlı olarak kurulan dünyanın en iyi kitap restorasyon laboratuvarlarından birisi olan, kitap şifahanesinin de Rami Kütüphanesi'nde bulunduğunu sözlerine ekledi.
Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz'ın da konuşma yaptığı etkinliğin ardından, 16. yüzyıl Osmanlı aydın ve bürokratlarından Gelibolulu Mustafa Ali’nin nadide eserlerinden oluşan yazma eser sergisini ziyaret etti.
Suat Donuk tarafından hazırlanan eserin editörlüğünü Derya Örs, son okumasını ise Göker İnan yaptı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
"Künhü'l-Ahbar" adlı eserin tanıtımı yapıldı
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı (TYEK) tarafından, Gelibolulu Mustafa Ali'nin, 10 farklı nüshası incelenerek tenkitli neşri tamamlanan "Künhü'l-Ahbar" adlı eserinin tanıtımı Rami Kütüphanesi'nde yapıldı.
İSTANBUL (İGFA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yazma eserlerin önemine ilişkin "Ülkemiz topraklarında ve gönül coğrafyamızın her köşesinde, çağları aşan dehalarıyla nice alimler bilgilerini bu eserlerin sayfalarına emanet etmiş. Böylesi benzersiz ve paha biçilmez bir miras bu." dedi.
Toplantıya katılan Bakan Ersoy, TYEK'in sessiz ve özverili çalışmalarının önemine işaret ederek, "Başkanlığımız, kadim tarihimiz boyunca her alanda edindiğimiz bilgi ve birikimimizi koruyan, muhafaza eden, yaşatan ve gerek bugüne ulaştıran gerekse yarına aktaran bir hafızadır. Yapay zekanın çoktan telefonlarımızda yerini aldığı günümüzün bilgi ve teknoloji dünyası, kağıt ve mürekkepten bir temel üzerinde yükselmektedir. İşte biz bu muazzam temele 'yazma eserler' diyoruz." ifadelerini kullandı.
Fikirden fiile, insanlığa eşsiz yollar açan ilimlerin yazma eserlerle bugünlere ulaştığına dikkati çeken Ersoy, "Söz konusu eserlerimiz eşsiz bir ciltle başlayarak minyatür, ebru, hat ve tezhip gibi kadim sanatlarımızın nadide örneklerini barındıran başlı başına birer kültür varlığı, birer sanat eseri olma özelliği de taşıyor. Yani sadece içerikleriyle değil bir nesne olarak varlıklarıyla da bilgiyi muhafaza ediyor, aktarıyor." diye konuştu.
"ÖZÜMÜZE SAHİP ÇIKACAK, KADİM MEDENİYET HAFIZAMIZI DİRİ TUTACAĞIZ"
Bugün hayranlıkla takip edilen teknolojik ve bilimsel gelişmelerin büyük kısmının yüzlerce yıl önce Türk-İslam medeniyetinde doğduğunu vurgulayan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu asla unutmamamız gerekiyor. Unutturmak için devlet politikası düzeyinde çalışmalar yapanların, insan medeniyetine dair her şeyi kendine mal etme çabasında olanların varlığı hepimizce malum. 'Türklere önce kendi tarihini unutturmamız, manevi değerlerinden uzaklaştırmamız gerek.' fikrini dillendiren askeri, dini ve siyasi liderler, bürokratlar dün de vardı bugün de var. Açık açık söylediler, söylüyorlar. Biz ise büyük Türk düşünürü Farabi'nin öğüdünü tutup, uzun konuşanı kısa dinleyeceğiz. Onların sloganlarına ve parlak söylemlerine değil gerçeklere kulak verip o gerçekleri ayakta tutmak için çalışacağız. Özümüze sahip çıkacak, kadim medeniyet hafızamızı diri tutacağız.
Bakan Ersoy, YTEK'in temel hedeflerinin yazma eserleri en sağlıklı şekilde geleceğe ulaştırmak, en kullanılabilir şekilde hizmete sunmak ve en işlevsel şekilde yeniden üretmek olduğunu söyledi.
YTEK'in kurulduğu günden itibaren, yapılan çalışmalarla 3 bin 673 eserin restore edildiğini aktaran Ersoy, şöyle devam etti:
"Yazma Eserler Veritabanı platformunda halihazırda 616 bin eserin künye bilgisi, 450 bin eserin dijital görüntüsü yer almakta. Bu görüntüler, üye olan herkesin evinden bile ulaşabileceği şekilde hizmete sunulmaktadır. Belki de bu yoğun mesainin en değerli ödülü, en önemli noktası da burada yatmaktadır ki o nokta, söz konusu bütün bu eserleri ulaşılır kılarak toplumsal ilgiyi artırmaktır. İşte Gelibolulu Mustafa Ali Efendi'nin Künhü'l-Ahbar eseri bu yolda attığımız en kapsamlı çalışmalardan biri olmuştur."
"TARİH YAZMAK, TARİH YAPMAK KADAR MÜHİMDİR"
Ersoy, dört bölümden oluşan Künhü'l-Ahbar eserinin Hazreti Adem ile başlayan Peygamberler tarihinden, 1596'da gerçekleşen Eğri Seferi'ne kadar süren Osmanlı tarihine uzanan dönemi anlattığını dile getirdi.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." sözünü aktaran Ersoy, "Mustafa Ali Efendi de yüzyıllar öncesinde aynı hassasiyeti kendisine rehber edinmiştir. O, sahih olmayan bilgiye itibar etmemeye, hadiseleri araştırıp inceleyerek nakletmeye, sahte bilgi ve hikayelerden sakınmaya, olayları saptırmadan ve abartmadan nakletmeye önem vermiştir." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Ersoy, Rami Kütüphanesi'nin de açıldığı günden bugüne yaklaşık 4 milyon ziyaretçi ağırladığının altını çizerek, TYEK'e bağlı olarak kurulan dünyanın en iyi kitap restorasyon laboratuvarlarından birisi olan, kitap şifahanesinin de Rami Kütüphanesi'nde bulunduğunu sözlerine ekledi.
Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz'ın da konuşma yaptığı etkinliğin ardından, 16. yüzyıl Osmanlı aydın ve bürokratlarından Gelibolulu Mustafa Ali’nin nadide eserlerinden oluşan yazma eser sergisini ziyaret etti.
Suat Donuk tarafından hazırlanan eserin editörlüğünü Derya Örs, son okumasını ise Göker İnan yaptı.
Kaynak: IGF
En Çok Okunan Haberler
Uyanmadı, Camı Kırdılar
Bağcılar TEM yan yolda aracında uyuyakalan Yalovalı sürücü, tüm müdahalelere rağmen uyanmayınca itfaiye tarafından aracın camı kırılarak çıkarıldı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı.
ÇİFTLİKKÖY’DE TOPRAĞA VERİLECEKLER
Başakşehir’de meydana gelen zincirleme trafik kazasında hayatını kaybeden Yalçın ve Emel Tınaz çifti, geride tarifsiz bir acı bıraktı. Çiftlikköy’ün sevilen isimleri olan Tınaz ailesinin vefatı, Yalova’da derin bir üzüntüye yol açtı
“Fay var ama enerji yok”
Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sözcü TV'de Marmara'daki deprem senaryolarını değerlendirdi. Üşümezsoy, Adalar Fayı'nın büyük bir deprem yaratacak yeterli enerjiye sahip olmadığını belirtti. Harita üzerinden riskli bölgeleri göstererek dikkat edilmesi gereken noktaların bilimsel verilerle ele alınması gerektiğini vurguladı.
iLK ETKİLENEN ÜNİVERSİTE OLDU
Yalova'da su kalitesi şüpheleri üzerine üniversitenin yemekhane hizmetlerinde değişikliğe gidildi. 8 Aralık 2025'ten itibaren öğle yemeklerinde kumanya verilecek, akşam yemekleri durdurulacak. Kuraklık nedeniyle şebeke suyu sağlık standartlarını karşılamıyor.
Öğle yemeği “kumanya” olacak, akşam yemeği durduruldu
Kuraklık nedeniyle su kalitesinin düşmesi üzerine üniversite, öğrenci ve personelin sağlığı için yemekhane düzenlemesine gitti.
Yalova Adliyesine İki Önemli Atama
HSK'nın 2 Aralık 2025'teki kura töreniyle Yalova Adliyesi'ne Batuhan Kandemir ve Gökhan Ulusoy atandı. Yeni atamalarla ağır ceza mahkemelerinin iş yükünün azaltılması ve adalet hizmetlerinin hızlandırılması hedefleniyor.