Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Taş Bina Dijital Tanıtım Merkezi’nde sergilenen “Öncü Bir Fotoğrafçı Medine Müdâfii Fahreddin Paşa Hatıralar Sergisi” kapsamında Prof. Dr. Erhan Afyoncu tarafından “Kızılelma” söyleşi gerçekleştirildi.
Haber Giriş Tarihi: 18.08.2024 15:41
Haber Güncellenme Tarihi: 18.08.2024 15:41
Kaynak:
IGF
KONYA (İGFA) - Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Taş Bina Dijital Tanıtım Merkezi’nde sergilenen “Öncü Bir Fotoğrafçı Medine Müdâfii Fahreddin Paşa Hatıralar Sergisi” kapsamında Prof. Dr. Erhan Afyoncu tarafından “Kızılelma” söyleşi düzenlendi. Büyükşehir Taş Bina Kültür Sanat’ta düzenlenen söyleşiye Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da katıldı.
Konuşmasına, Kızılelma’nın tanımını yaparak başlayan Prof. Dr. Afyoncu, “Türk büyüklüğünün ilahi bir gayenin timsali olan Kızılelma, Türk’ün dünyada var olma ve dünyaya yön vermesinin adıdır. Kızılelma dünya hakim olmanın sembolüdür. Bu ülkü terk edildiği zaman Türk milleti ölmeye başlamıştır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ŞU ANDA SESSİZ BİR DEVRİM YAŞIYOR”
Türkiye şu anda sessiz bir devrim yaşadığını kaydeden Prof. Dr. Afyoncu, “Bu devrim 500 yıl sonra bütün İslam dünyasında ilk defa askeri bir teknolojide öncü konuma geldik. Biz bunu zamanında Fatih’in toplarıyla yapmıştık. Topu biz icat etmedik ama topu bir savaş aleti haline getiren Türkler oldu. Şu anda da Türkler silahlı ve silahsız insansız hava araçlarıyla bu teknolojiyi dünyanın en iyi kullanan ve üreten ülkelerinden birisi haline geldi. Türkiye insansız uçağı üreten ülkelerden birisi oluyor ve bu sene de seri üretimi başlayıp yavaş yavaş envantere girecek. Yani Kızılelma Türk’ün muhayyelesini (düşsel) tekrar tarih sahnesine sokacak” diye konuştu.
“KIZILELMA HUNLAR VE GÖKTÜRKLER’DEN İTİBAREN BÜTÜN TÜRK DEVLETLERİNDE GÖRÜLMÜŞTÜR”
Kızıl ve elma metaforunun kullanılma amacını anlatan Afyoncu konuşmasında şunları kaydetti:
"Kızıl ve elma metaforu niye kullanılıyor? Tarih boyunca hakimiyeti sembolize eden muhtelif alametler var. Bunlardan biri de altın küredir. Bu hem doğuda hem batıda karşımıza çıkar. Padişah minyatürlerinde vardır. Divan-ı Hümayun’da altın bir küre sarkıtılarak dünyanın hakimiyeti nitelendirilir. Türk hakimiyetinde elma bir meyve olmaktan ziyade hükümranlık alameti olarak telakki ediliyordu, bu yüzden hakimiyetin sembolüydü. Kızıl, bugün bildiğimiz manadaki kırmızımsı renk değildir, daha ziyade Türk Cumhuriyetleri altın sarısına kızıl adını veriyorlar. Yani ‘golden apple’ olarak eski çağdan beri bütün dünyada kullanılır. Aslında altın top dedikleri Kızılelma’dır. Kızılelma Hunlar ve Göktürkler’den itibaren bütün Türk devletlerinde görülmüştür.”
Dünyada şu anda problem olan yerlerin Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar olduğunu anımsatan Prof. Dr. Afyoncu, “Hepsi bizim coğrafyamız. Bir imparatorluk yönettik. Tabi bu sistemi düzgün kurduğu için büyük bir devletti Osmanlı. O bölgelerde huzur ve adalet belirli ölçüde sağlandı. Tamamen yüzde yüz sağlamanız mümkün değil. Şu anda da bizim Kızılelmamız budur. Mazlumların hakkının savunulması. Önce Türk milletinin huzur ve refahını sağladıktan sonra bütün dünyadaki mazlumların hak ve hukukunun savunulması Türk’ün Kızılelma’sıdır” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Konya'da 'Kızılelma' söyleşisi
Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Taş Bina Dijital Tanıtım Merkezi’nde sergilenen “Öncü Bir Fotoğrafçı Medine Müdâfii Fahreddin Paşa Hatıralar Sergisi” kapsamında Prof. Dr. Erhan Afyoncu tarafından “Kızılelma” söyleşi gerçekleştirildi.
KONYA (İGFA) - Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Taş Bina Dijital Tanıtım Merkezi’nde sergilenen “Öncü Bir Fotoğrafçı Medine Müdâfii Fahreddin Paşa Hatıralar Sergisi” kapsamında Prof. Dr. Erhan Afyoncu tarafından “Kızılelma” söyleşi düzenlendi. Büyükşehir Taş Bina Kültür Sanat’ta düzenlenen söyleşiye Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da katıldı.
Konuşmasına, Kızılelma’nın tanımını yaparak başlayan Prof. Dr. Afyoncu, “Türk büyüklüğünün ilahi bir gayenin timsali olan Kızılelma, Türk’ün dünyada var olma ve dünyaya yön vermesinin adıdır. Kızılelma dünya hakim olmanın sembolüdür. Bu ülkü terk edildiği zaman Türk milleti ölmeye başlamıştır” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE ŞU ANDA SESSİZ BİR DEVRİM YAŞIYOR”
Türkiye şu anda sessiz bir devrim yaşadığını kaydeden Prof. Dr. Afyoncu, “Bu devrim 500 yıl sonra bütün İslam dünyasında ilk defa askeri bir teknolojide öncü konuma geldik. Biz bunu zamanında Fatih’in toplarıyla yapmıştık. Topu biz icat etmedik ama topu bir savaş aleti haline getiren Türkler oldu. Şu anda da Türkler silahlı ve silahsız insansız hava araçlarıyla bu teknolojiyi dünyanın en iyi kullanan ve üreten ülkelerinden birisi haline geldi. Türkiye insansız uçağı üreten ülkelerden birisi oluyor ve bu sene de seri üretimi başlayıp yavaş yavaş envantere girecek. Yani Kızılelma Türk’ün muhayyelesini (düşsel) tekrar tarih sahnesine sokacak” diye konuştu.
“KIZILELMA HUNLAR VE GÖKTÜRKLER’DEN İTİBAREN BÜTÜN TÜRK DEVLETLERİNDE GÖRÜLMÜŞTÜR”
Kızıl ve elma metaforunun kullanılma amacını anlatan Afyoncu konuşmasında şunları kaydetti:
"Kızıl ve elma metaforu niye kullanılıyor? Tarih boyunca hakimiyeti sembolize eden muhtelif alametler var. Bunlardan biri de altın küredir. Bu hem doğuda hem batıda karşımıza çıkar. Padişah minyatürlerinde vardır. Divan-ı Hümayun’da altın bir küre sarkıtılarak dünyanın hakimiyeti nitelendirilir. Türk hakimiyetinde elma bir meyve olmaktan ziyade hükümranlık alameti olarak telakki ediliyordu, bu yüzden hakimiyetin sembolüydü. Kızıl, bugün bildiğimiz manadaki kırmızımsı renk değildir, daha ziyade Türk Cumhuriyetleri altın sarısına kızıl adını veriyorlar. Yani ‘golden apple’ olarak eski çağdan beri bütün dünyada kullanılır. Aslında altın top dedikleri Kızılelma’dır. Kızılelma Hunlar ve Göktürkler’den itibaren bütün Türk devletlerinde görülmüştür.”
Dünyada şu anda problem olan yerlerin Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar olduğunu anımsatan Prof. Dr. Afyoncu, “Hepsi bizim coğrafyamız. Bir imparatorluk yönettik. Tabi bu sistemi düzgün kurduğu için büyük bir devletti Osmanlı. O bölgelerde huzur ve adalet belirli ölçüde sağlandı. Tamamen yüzde yüz sağlamanız mümkün değil. Şu anda da bizim Kızılelmamız budur. Mazlumların hakkının savunulması. Önce Türk milletinin huzur ve refahını sağladıktan sonra bütün dünyadaki mazlumların hak ve hukukunun savunulması Türk’ün Kızılelma’sıdır” dedi.
Kaynak: IGF
En Çok Okunan Haberler
Uyanmadı, Camı Kırdılar
Bağcılar TEM yan yolda aracında uyuyakalan Yalovalı sürücü, tüm müdahalelere rağmen uyanmayınca itfaiye tarafından aracın camı kırılarak çıkarıldı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı.
ÇİFTLİKKÖY’DE TOPRAĞA VERİLECEKLER
Başakşehir’de meydana gelen zincirleme trafik kazasında hayatını kaybeden Yalçın ve Emel Tınaz çifti, geride tarifsiz bir acı bıraktı. Çiftlikköy’ün sevilen isimleri olan Tınaz ailesinin vefatı, Yalova’da derin bir üzüntüye yol açtı
“Fay var ama enerji yok”
Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sözcü TV'de Marmara'daki deprem senaryolarını değerlendirdi. Üşümezsoy, Adalar Fayı'nın büyük bir deprem yaratacak yeterli enerjiye sahip olmadığını belirtti. Harita üzerinden riskli bölgeleri göstererek dikkat edilmesi gereken noktaların bilimsel verilerle ele alınması gerektiğini vurguladı.
iLK ETKİLENEN ÜNİVERSİTE OLDU
Yalova'da su kalitesi şüpheleri üzerine üniversitenin yemekhane hizmetlerinde değişikliğe gidildi. 8 Aralık 2025'ten itibaren öğle yemeklerinde kumanya verilecek, akşam yemekleri durdurulacak. Kuraklık nedeniyle şebeke suyu sağlık standartlarını karşılamıyor.
Öğle yemeği “kumanya” olacak, akşam yemeği durduruldu
Kuraklık nedeniyle su kalitesinin düşmesi üzerine üniversite, öğrenci ve personelin sağlığı için yemekhane düzenlemesine gitti.
Yalova Adliyesine İki Önemli Atama
HSK'nın 2 Aralık 2025'teki kura töreniyle Yalova Adliyesi'ne Batuhan Kandemir ve Gökhan Ulusoy atandı. Yeni atamalarla ağır ceza mahkemelerinin iş yükünün azaltılması ve adalet hizmetlerinin hızlandırılması hedefleniyor.