WWF'in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Blue Panda yelkenlisi 18 Ağustos'a dek Muğla'da Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde olacak.
Haber Giriş Tarihi: 12.08.2024 11:06
Haber Güncellenme Tarihi: 12.08.2024 11:06
Kaynak:
IGF
MUĞLA (İGFA) - Akdeniz'in doğal zenginliklerine dikkat çekmek için Nisan ayında Fransa'dan yola çıkan WWF Akdeniz Girişimi'nin (MMI) Blue Panda yelkenlisi, Yunanistan'ın ardından Muğla'nın Datça ilçesine geldi.
2019 yılından bu yana Akdeniz'in doğal zenginliklerine ve karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekmek için Akdeniz'i dolaşan Blue Panda, Türkiye ziyaretinde Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde yürütülecek denizel çalışmalara destek verecek.
18 Ağustos'a kadar Türkiye'de olacak olan Blue Panda yelkenlisi, Ekim ayına dek İtalya, Hırvatistan ve Arnavutluk'u ziyaret edecek.
Blue Panda her yıl yaklaşık beş ay süren seyri boyunca karar vericiler, bilim insanları, deniz kıyı toplulukları, kamu, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör gibi paydaşları buluşturarak Akdeniz'e yönelik tehditlere dikkat çekiyor.
WWF-Türkiye, ülkemizi dördüncü kez ziyaret eden Blue Panda'nın Datça durağında özel bir seyir düzenleyerek, Çevre Şehircilik ve İklim Değişiklieği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimler ile bir araya geldi.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula, Akdeniz'in karşı karşıya bulunduğu tehditlerin başında iklim krizi yer aldığına dikkati çekerek, "Sıcaklıkların küresel ortalamadan yüzde 20 daha hızlı arttığı Akdeniz, dünyamızın en hızlı ısınan ve en tuzlu denizi haline geliyor. Artan sıcaklıklar halihazırda yoğun insan etkisine maruz kalan denizel kaynakları tükenme noktasına getirerek havza genelinde gözle görülür yıkıcı sonuçlar doğruyor. Ekosistemler çökerken bölge halkının geçim kaynakları da yok oluyor. Gidişatı tersine çevirmek, Akdeniz'i korumak için güçlü eylemlere ihtiyacımız var” diye konuştu.
Kula, deniz ekosistemlerini korumak için kamu, yerel yönetimler, sivil toplum, yerel halk, kurumlar gibi tüm paydaşları birlikte hareket etmeye çağırdı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
'Blue Panda' Mavi Ormanlar için Türkiye'de
WWF'in (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) Blue Panda yelkenlisi 18 Ağustos'a dek Muğla'da Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde olacak.
MUĞLA (İGFA) - Akdeniz'in doğal zenginliklerine dikkat çekmek için Nisan ayında Fransa'dan yola çıkan WWF Akdeniz Girişimi'nin (MMI) Blue Panda yelkenlisi, Yunanistan'ın ardından Muğla'nın Datça ilçesine geldi.
2019 yılından bu yana Akdeniz'in doğal zenginliklerine ve karşı karşıya bulunduğu tehditlere dikkat çekmek için Akdeniz'i dolaşan Blue Panda, Türkiye ziyaretinde Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde yürütülecek denizel çalışmalara destek verecek.
18 Ağustos'a kadar Türkiye'de olacak olan Blue Panda yelkenlisi, Ekim ayına dek İtalya, Hırvatistan ve Arnavutluk'u ziyaret edecek.
Blue Panda her yıl yaklaşık beş ay süren seyri boyunca karar vericiler, bilim insanları, deniz kıyı toplulukları, kamu, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları, özel sektör gibi paydaşları buluşturarak Akdeniz'e yönelik tehditlere dikkat çekiyor.
WWF-Türkiye, ülkemizi dördüncü kez ziyaret eden Blue Panda'nın Datça durağında özel bir seyir düzenleyerek, Çevre Şehircilik ve İklim Değişiklieği Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ve yerel yönetimler ile bir araya geldi.
WWF-Türkiye Genel Müdürü Ömür Kula, Akdeniz'in karşı karşıya bulunduğu tehditlerin başında iklim krizi yer aldığına dikkati çekerek, "Sıcaklıkların küresel ortalamadan yüzde 20 daha hızlı arttığı Akdeniz, dünyamızın en hızlı ısınan ve en tuzlu denizi haline geliyor. Artan sıcaklıklar halihazırda yoğun insan etkisine maruz kalan denizel kaynakları tükenme noktasına getirerek havza genelinde gözle görülür yıkıcı sonuçlar doğruyor. Ekosistemler çökerken bölge halkının geçim kaynakları da yok oluyor. Gidişatı tersine çevirmek, Akdeniz'i korumak için güçlü eylemlere ihtiyacımız var” diye konuştu.
Kula, deniz ekosistemlerini korumak için kamu, yerel yönetimler, sivil toplum, yerel halk, kurumlar gibi tüm paydaşları birlikte hareket etmeye çağırdı.
Kaynak: IGF
En Çok Okunan Haberler
DİP SESLER ÖZEL TEKNİKLERLE TEMİZLENDİ
Ünlü şarkıcı Güllü'nün ölümüyle ilgili soruşturmada kızı Tuğyan Ülkem Gülter ve arkadaşının gözaltına alındığı, TÜBİTAK'ın ses kayıtları incelemesi sonrası Güllü'nün pencereden itilerek öldürüldüğü ortaya çıktı. Şüpheliler yurt dışına kaçmaya çalışırken yakalandı.
Kırım Ahali Cumhuriyeti’nin 108. Yılı Yalova Üniversitesi’nde Anıldı
Kırım Ahali Cumhuriyeti'nin 108. yılı, Yalova Üniversitesi'nde anıldı. Programda, Kırım Ahali Cumhuriyeti'nin tarihsel önemi vurgulanarak, döneminin öncü anayasası ve demokratik seçimler hakkında bilgi verildi. Etkinliklerde tarihsel belgeler sunuldu.
Uyanmadı, Camı Kırdılar
Bağcılar TEM yan yolda aracında uyuyakalan Yalovalı sürücü, tüm müdahalelere rağmen uyanmayınca itfaiye tarafından aracın camı kırılarak çıkarıldı. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı.
ÇİFTLİKKÖY’DE TOPRAĞA VERİLECEKLER
Başakşehir’de meydana gelen zincirleme trafik kazasında hayatını kaybeden Yalçın ve Emel Tınaz çifti, geride tarifsiz bir acı bıraktı. Çiftlikköy’ün sevilen isimleri olan Tınaz ailesinin vefatı, Yalova’da derin bir üzüntüye yol açtı
“Fay var ama enerji yok”
Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Sözcü TV'de Marmara'daki deprem senaryolarını değerlendirdi. Üşümezsoy, Adalar Fayı'nın büyük bir deprem yaratacak yeterli enerjiye sahip olmadığını belirtti. Harita üzerinden riskli bölgeleri göstererek dikkat edilmesi gereken noktaların bilimsel verilerle ele alınması gerektiğini vurguladı.
iLK ETKİLENEN ÜNİVERSİTE OLDU
Yalova'da su kalitesi şüpheleri üzerine üniversitenin yemekhane hizmetlerinde değişikliğe gidildi. 8 Aralık 2025'ten itibaren öğle yemeklerinde kumanya verilecek, akşam yemekleri durdurulacak. Kuraklık nedeniyle şebeke suyu sağlık standartlarını karşılamıyor.