23 Yıldan beri yönetenler neredeydiniz?

1999 depreminden bu yana dolu dolu 23 yıl geçti…Bu 23 yılda %90’nı 1999 depremi öncesi binalarda binlerce insan otururken, daha toplanma alanlarını bilmeyen binlerce insan, bu toplanma alanlarının alt yapısını yapamamış bir Yalova derken ,deniz kenarına “vali bey “ camisi, Denizin ana çizgisine 200 metre uzaklığında bir okul, TİGEM arazisi içinden akan dere yatağına milyonlar harcanarak yapılan bir kütüphane, Orman işletmesi ve hatta bir valilik yapmaya kalkan ey bu şehri yönetmiş insanlar. Olası bir depremde hayatını binlerce insan kaybederse bunun vebali sizin boynunuza…

Bu şehri yönetmiş ve yöneten insanlar ilin toplanma alanları ya çiçekçilere, yada parsel parsel otelcilere, satanlar ve satanları engelleyemeyenler yatağınızda rahat uyuyabiliyormusunuz ?

TARİH SİZİ Affedecek mi?

Dün Yalova belediyesi toplanmış, olası bir depremin Yalova ya etkisi araştırılsın diye bir komisyon kurulmasına karar verilmiş… Düşünebiliyormuşsunuz 23 yıl sonra bu aklımıza gelmiş… Deprem kapımıza dayanmış. Yalova’yı yönetenlerin daha şimdi aklınıza gelmiş…1999 depremi sonrası bu şehri yönetenler siz neredeydiniz ?..Tarih sizi affedecek mi ?.

BUNLARIN AKILLARI TUTULMUŞ!

AFAD bir açıklama yapmış! Birde olası depremde Yalova’ya ilk gelecek olan iller neresi: 1. Grupta destek verecek olan iller; Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli ve Bursa olacak. 2. Grupta destek verecek olan iller ise Edirne, Kırklareli ve Eskişehir olarak belirlendi.

Yuh be…Olası Marmara depreminde Yalova ile birlikte etkilenecek olan iller Yalova’ya yardıma gelecekmiş.!

Bizi yönetenler 23 yıldan beri sadece koltukta oturup kurdele kesme törenlerine katılırken, İstanbul ve çevresinde duble bir tehlike olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ersoy, “Çünkü Marmara kıyılarını biz, kendimiz kazdık. Bu bölgede deprem olursa ‘nerede ne kadar yükseklikte bir dalga olur, ne tarafa gider’ gibi birçok senaryo var.

Bu bakımdan da İstanbul çevresinde bir duble tehlike var.” Dedi.

Ersoy,”  Deprem olduğunda eğer tsunami olursa insanlara ulaşma süresi 5-30 dakikadır. Bu süre de bir şeyler yapılabilmesi açısından fena değildir.

“1 YIL İÇİNDE 2 TANE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ”

Birisi çıkıp diyor ki 6,5’i geçmez, bilmem ne olmaz. ’Vebalini sen ödeyecek misin? Ben en kötüyü düşünüp hareket etmeden yanayım. Öyle olması gerekir. Tarihte İstanbul çevresinin şöyle karakteri var; 1 yıl içinde 2 tane 7 büyüklüğünde deprem oluşturabiliyor. Bu kapasite var. Belki bir parça, belki iki parça, belki tek parça burası kırılacak.

En küçük kırılma 40 kilometre olsa bile yedi 7,2 vereceğiz. Bu az değil ki. 2019’da 5,8’de yaşananları hatırlıyor musunuz? Ulaşım tıkandı. Haberleşme durdu. O büyük depremin küçük bir provasıydı. Yani bir şeyler yapmak gerekiyor. Şimdi burada şuralar gerilimde. Bu gerilimler mutlaka deprem olarak karşımıza çıkacak.

“EN POTANSİYEL TEHLİKE YERİ DOĞU MARMARA”

Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu İllerine dikkat çeken Ersoy sözlerine şöyle devam etti:

Depremin tetikleyeceği denizaltı heyelanının tsunami yaratabilecek.

Şöyle ki bu çukurların yamaçlarında bir çamur var. Eğer o çamurları deprem silkelerse denizaltı heyelan olur. Olmuş mu? Olmuş. Geçmişte de var. Bu açıdan en potansiyel tehlike yeri Doğu Marmara’dır.

YALOVA DA TUSUNAMİ

Çınarcık açığı ve Tuzla açıklarında tsunaminin yüksek olmasını sağlayacak koşullar var. Denizaltı heyelanları olabilecek potansiyel yerler orada fazla. Tsunaminin kuzeye doğru 4 metre, güneye doğru 6 metre olabileceği hakkında simülasyonlar var.

Tsunami direkt cepheden gelmek değil, bazen burunlara çarparak dönüp açı değiştirip girme durumu da olabilir. Mesela Sarayburnu’na çarpan dalgalar dönerek Eyüp'e falan gelebilir, Boğaza girebilir. Öyle etkileri de var. Ama deprem anında tsunami oluşma olasılığı ise 3 depremde 1’dir.”

“DENİZE SIFIR YAPILAR MARMARA’DA AKIL KÂRI DEĞİL”

Yalova’da İDO yanında cami, denize 200 metre uzaklıkta okul  yapılırken, Prof. Dr. Ersoy, “Ya kaçacaksın ya da tsunamiyi durduracaksın ya da yönlendireceksin. Bir strateji olması gerekiyor. Ve kıyılarda mekânsal planlamanın yapılması gerekiyor Marmara kıyılarının mekânsal açıdan yeniden planlanması gerekir. Denize sıfır yapı yapmak, çok akılcı bir olay değil” dedi.