İran'ın İsrail topraklarına doğrudan İHA-SİHA ve füzelerle düzenlemiş olduğu saldırı dünya gündemine bomba gibi düştü. Peki İran bu misilleme saldırısında istediği neticeye ulaşabildi mi?
Haber Giriş Tarihi: 17.04.2024 11:06
Haber Güncellenme Tarihi: 17.04.2024 11:06
Kaynak: IGF
OĞUZHAN OSMAN BİLGİN/HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) - İran ve İsrail arasında yıllardan beri devam eden gergin ilişki geçtiğimiz hafta sonu yeni bir safhaya ulaştı. Kısa bir süre önce Şam'da İranlı üst düzey generalleri öldüren İsrail'e İran tarafından gelmesi beklenen misilleme saldırısı gerçekleşti. İran'ın İsrail topraklarını doğrudan füze ve SİHA'larla hedef alması bir açıdan savaş ilanı olarak yorumlandı. Peki İran bu misilleme saldırısıyla hedeflerine ulaşabildi mi? Bu konuyu Orta Doğu Uzmanı Ahmet Faruk Asa Herkes Duysun için yorumladı.
“İRAN SAVAŞIN DOĞRUDAN TARAFI OLMAK İSTEMİYOR”
İran'ın Filistin'de devam eden İsrail saldırılarından bu yana yani 7 Ekim'den beri söylem ve eylem düzeyinde uyumlu bir çizgi yakaladığını ifade eden Ahmet Faruk Asa, " İran, devam eden Filistin-İsrail savaşında doğrudan bir tarafta yer almak istemiyor. İran'ın vekilleri üzerinden Orta Doğu üzerinde uzun yıllardır izlemiş olduğu siyasi bir ajandası var. 7 Ekim'den bu yana Filistin üzerinde de bu politikayı aktif olarak işlettiği için İran çatışmalara doğrudan müdahil olmadı. Açıkça hedef alınmadığı sürece İran doğrudan çatışmalara girmiyor. Suriye üzerinde doğrudan hedef alındığı için İsrail'e bu yanıtı vermek durumunda kaldı İran. Bu saldırıda da İsrail'in askeri ya da yurttaş kaybı anlamında ciddi bir zarar almadığını görüyoruz." dedi.
İRAN, ABD İLE DOĞRUDAN KARŞILAŞMAK İSTEMİYOR
İran’ın bölgedeki çatışmalara doğrudan girmesi halinde ABD ile karşı karşıya gelmenin çekincesini yaşadığını kaydeden, " İran bu tür çatışmalarla ABD ile doğrudan karşı karşıya gelmek istemiyor. Ancak İran şunun farkında ki ABD'nin bölgedeki hamleleri İran'a alan açmakta. Geçmişte de ABD'nin Irak ve Afganistan işgalleri sonrası bölgeden çekilmesiyle birlikte İran'ın ciddi şekilde nüfuzunu arttırdığına tanık olduk. Bu nedenle İran, ABD'nin bölgedeki varlığını kıymetli buluyor ancak ABD ile bizzat sahada karşı karşıya gelmek de istemiyor." ifadelerini.
İRAN KAZANIMLARINDAN VAZGEÇMEK İSTEMİYOR
İran için farklı bir endişe kaynağı daha olduğunu ifade eden Ahmet Faruk Asa sözlerine şu şekilde devam etti:
"İran Mahsa Amini olayı ile birlikte son yıllarda ciddi toplumsal ve ekonomik kriz süreçlerinden geçiyor. İran için böyle bir savaşa dahil olmak ciddi bir ekonomik yükün de altına girme anlamı taşıyor. Bu nedenle İran için İsrail ile savaşmak çok kaldırılabilir bir pozisyonda değil. İran, böyle bir çatışmaya dahil olduğunda Çin ve Rusya'nın kendisine tam manasıyla destek vermeyeceğinin de farkında. İran'ın bölgedeki 1979'dan beri elde ettiği kazanımları riske atmamak adına Filistin önemli bir saha. Bu nedenle İsrail'e karşı tam bir kayıtsızlık İran'ın bölgedeki söylem ve misyonuna zarar verme ihtimali de barındırıyor." şeklinde konuştu.
İRAN VEKİLLERİ ÜZERİNDEN GÜCÜNÜ TAHKİM EDİYOR
İran'ın, Filistin'de 7 Ekim'den bu yana devam eden çatışma sürecinde ciddi kazanımlara ulaştığını ifade eden Ahmet Faruk Asa, "7 Ekim'den bu yana İsrail'in bölgedeki bozulan imajı İran'ın nüfuz alanını ve söylemini güçlendirdiğini görüyoruz. İran'ın aynı zamanda Orta Doğu'daki proxy war'da yani vekil savaşında kullandığı Yemen'deki Husiler, Lübnan'daki Hizbullah gibi aktörlerde bu süreçte güç kazanma şansı elde etti. İran için aynı zamanda yıllardan beri propagandası yapılan askeri gücünü denemek için de bir fırsat doğmuş oldu. İran herhangi bir savaşın doğrudan tarafı olmamayı istemekle birlikte zaman zaman bölgedeki söylem üstünlüğüne zarar vermemek adına çatışmaların sınırlı bir şekilde aktörü olmayı tercih ediyor." dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İran hedefine ulaştı mı?
İran'ın İsrail topraklarına doğrudan İHA-SİHA ve füzelerle düzenlemiş olduğu saldırı dünya gündemine bomba gibi düştü. Peki İran bu misilleme saldırısında istediği neticeye ulaşabildi mi?
OĞUZHAN OSMAN BİLGİN/HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) - İran ve İsrail arasında yıllardan beri devam eden gergin ilişki geçtiğimiz hafta sonu yeni bir safhaya ulaştı. Kısa bir süre önce Şam'da İranlı üst düzey generalleri öldüren İsrail'e İran tarafından gelmesi beklenen misilleme saldırısı gerçekleşti. İran'ın İsrail topraklarını doğrudan füze ve SİHA'larla hedef alması bir açıdan savaş ilanı olarak yorumlandı. Peki İran bu misilleme saldırısıyla hedeflerine ulaşabildi mi? Bu konuyu Orta Doğu Uzmanı Ahmet Faruk Asa Herkes Duysun için yorumladı.
“İRAN SAVAŞIN DOĞRUDAN TARAFI OLMAK İSTEMİYOR”
İran'ın Filistin'de devam eden İsrail saldırılarından bu yana yani 7 Ekim'den beri söylem ve eylem düzeyinde uyumlu bir çizgi yakaladığını ifade eden Ahmet Faruk Asa, " İran, devam eden Filistin-İsrail savaşında doğrudan bir tarafta yer almak istemiyor. İran'ın vekilleri üzerinden Orta Doğu üzerinde uzun yıllardır izlemiş olduğu siyasi bir ajandası var. 7 Ekim'den bu yana Filistin üzerinde de bu politikayı aktif olarak işlettiği için İran çatışmalara doğrudan müdahil olmadı. Açıkça hedef alınmadığı sürece İran doğrudan çatışmalara girmiyor. Suriye üzerinde doğrudan hedef alındığı için İsrail'e bu yanıtı vermek durumunda kaldı İran. Bu saldırıda da İsrail'in askeri ya da yurttaş kaybı anlamında ciddi bir zarar almadığını görüyoruz." dedi.
İRAN, ABD İLE DOĞRUDAN KARŞILAŞMAK İSTEMİYOR
İran’ın bölgedeki çatışmalara doğrudan girmesi halinde ABD ile karşı karşıya gelmenin çekincesini yaşadığını kaydeden, " İran bu tür çatışmalarla ABD ile doğrudan karşı karşıya gelmek istemiyor. Ancak İran şunun farkında ki ABD'nin bölgedeki hamleleri İran'a alan açmakta. Geçmişte de ABD'nin Irak ve Afganistan işgalleri sonrası bölgeden çekilmesiyle birlikte İran'ın ciddi şekilde nüfuzunu arttırdığına tanık olduk. Bu nedenle İran, ABD'nin bölgedeki varlığını kıymetli buluyor ancak ABD ile bizzat sahada karşı karşıya gelmek de istemiyor." ifadelerini.
İRAN KAZANIMLARINDAN VAZGEÇMEK İSTEMİYOR
İran için farklı bir endişe kaynağı daha olduğunu ifade eden Ahmet Faruk Asa sözlerine şu şekilde devam etti:
"İran Mahsa Amini olayı ile birlikte son yıllarda ciddi toplumsal ve ekonomik kriz süreçlerinden geçiyor. İran için böyle bir savaşa dahil olmak ciddi bir ekonomik yükün de altına girme anlamı taşıyor. Bu nedenle İran için İsrail ile savaşmak çok kaldırılabilir bir pozisyonda değil. İran, böyle bir çatışmaya dahil olduğunda Çin ve Rusya'nın kendisine tam manasıyla destek vermeyeceğinin de farkında. İran'ın bölgedeki 1979'dan beri elde ettiği kazanımları riske atmamak adına Filistin önemli bir saha. Bu nedenle İsrail'e karşı tam bir kayıtsızlık İran'ın bölgedeki söylem ve misyonuna zarar verme ihtimali de barındırıyor." şeklinde konuştu.
İRAN VEKİLLERİ ÜZERİNDEN GÜCÜNÜ TAHKİM EDİYOR
İran'ın, Filistin'de 7 Ekim'den bu yana devam eden çatışma sürecinde ciddi kazanımlara ulaştığını ifade eden Ahmet Faruk Asa, "7 Ekim'den bu yana İsrail'in bölgedeki bozulan imajı İran'ın nüfuz alanını ve söylemini güçlendirdiğini görüyoruz. İran'ın aynı zamanda Orta Doğu'daki proxy war'da yani vekil savaşında kullandığı Yemen'deki Husiler, Lübnan'daki Hizbullah gibi aktörlerde bu süreçte güç kazanma şansı elde etti. İran için aynı zamanda yıllardan beri propagandası yapılan askeri gücünü denemek için de bir fırsat doğmuş oldu. İran herhangi bir savaşın doğrudan tarafı olmamayı istemekle birlikte zaman zaman bölgedeki söylem üstünlüğüne zarar vermemek adına çatışmaların sınırlı bir şekilde aktörü olmayı tercih ediyor." dedi.
Kaynak: IGF
En Çok Okunan Haberler
Trabzon'dan Abu Dabi'ye direkt uçuşlar başlıyor
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Birleşik Arap Emirlikleri'nin bşakenti Abu Dabi'den Trabzın'a uçuş talebi olduğunu belirterek, 4 Haziran'da Trabzon ve Suudi Arabistan arasında direkt uçuşları başlatacaklarını müjdeledi. Bakan Uraloğlu, yaz dönemi boyunca gerçekleşecek uçuşlarda Trabzon'dan hem Cidde'ye hem de Riya'da 30 Eylül'e kadar seyahatin mümkün olabileceğini söyledi.
Marmaris'te karaya oturan tekne kurtarıldı
Muğla'nın Marmaris ilçesi Hisarönü önlerinde karaya oturan bir tekne, Kıyı Emniyeti'ne bağlı can kurtarma botuyla bulunduğu bölgeden kurtarılarak Martı Marina'ya sevk edildi.
'Özel' görüşme sona erdi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in AK Parti Genel Merkezi'ndeki görüşmesi 1 saat 35 dakika sürdü.
FETÖ'cülere İçişleri'nden 'Kıskaç'!
İçişleri Bakanlığı'nın 17 ilde FETÖ’ye yönelik olarak düzenlenen "Kıskaç-14" operasyonlarında 36 şüpheli yakalandı.
Binali Yıldırım Sakarya'da
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı ve Türkiye'nin son başbakanı Binali Yıldırım'ı ağırladığı ziyarette, Sakarya'nın Türkiye Yüzyılı'nın en parlak şehirleri arasında yer alması için tüm gayreti ortaya koyacaklarını söyledi.
Hindistan İstanbul Başkonsolosu’ndan Muğla'ya ziyaret
Hindistan İstanbul Başkonsolosu ShiriMijitoVinito Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı ziyaret etti. Ziyarette iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve Muğla özelinde tanıtım stratejinin geliştirilmesi konuşuldu.