Türk Milliyetçiliği fikri MHP de ve Ülkü Ocaklarında zemin tutar ve yayılır.
Bu çatıların dışında kalanlar sadece kendilerini aldatırlar. Kendisini MHP dışına itenlerin ne hikmetse o ESKİ unvanlarını kullanmaları da manidardır.
“Dış Türkleri kurtarmak istemek bazılarının savunduğu gibi emperyalizm değildir. Emperyalizm, yabancı devletleri işgal etmektir. Dış Türklerin kurtuluşunu, hür olmalarını istemek bizim meşru hakkımızdır. Ve bu hak, Birleşmiş Milletler Teşkilâtı tarafından korunmaktadır”. Başbuğ Milliyetçi Hareket Partisi,Türk siyasi hayatına Türk Milliyetçiliğini söylemden eyleme geçirmek için girmiştir.
Türk Milletini gelecek yıllara taşımak için de fikri söylemini Türk gençliğine yapmıştır. Gelecek bilgili kültürlü gençlik ile kurulur. Bu misyonu ile Türk siyasi hayatına “9 IŞIK” doktriner fikrini sokmuştur. Bu doktriner fikrin bir maddesi de ÜLKÜCÜLÜK. Ülkücülük fikrinin Türk gençliğinde zemin bulması için de “ÜLKÜ OCAKLARI ”teşkilatını gençliğe armağan etmiştir. Sadece imanlı, inançlı gençlik yetiştirmeyi hedefleyen Milliyetçi Hareket Partisi emin adımlarla Türk Milletinin koruyuculuğuna ve kollayıcılığına soyunmuştur. Kurulduğu günden bu güne, içeriden ve dışarıdan gelen her türlü zararlı akımlara karşı durmuştur. Türkiye Cumhuriyetinde bu duruşun anlaşılması ve taban bulması oldukça zordur.
Bu zorluğu bildiği içinde Rahmetli Başbuğ arkadaşlarıyla çetin bir mücadeleye girişmiştir. “Türkçülüğü, her ne sebeple olursa olsun, şu veya bu şekilde iftira ve ithamlar altında bırakmaya kalkışmak ise, bunu yapanların en hafif bir tabirle iyi niyetinden ve Türk Milleti’ne olan sevgisinden şüphe etmeyi gerektirir”. Başbuğ Milliyetçi Hareket her yükselişte önüne bir çok engeller çıkarılmış ve dış güdümlü siyaset ülkede iktidar edilmiştir.
MHP ve kadroları her seferinde millete hizmeti şiar edinmiştir. Bu konuda, hareketin lideri,Dr.Devlet BAHÇELİ;”Önce devletim ve milletim ”diyerek Milliyetçi yolu tekrar adlandırmıştır.
Millete hizmet yolunda, aziz Türk Milletinin gösterdiği teveccüh ile ve oluşan şartları değerlendirip iktidara ortak olmuştur. Bürokrasi de yetiştirdiği kadrolarla da her iktidar döneminde TÜRK Milletine hizmet etmeyi başaran bir siyaset kuruluşudur. Türk Milletine hizmet noktasında hükümet ortaklığı olmadığı zamanlarda da her hükümetin aldığı kararların yanında olabilmiştir. Dış güçlerin kurguladıkları ve iç işbirlikçilerin oynadıkları oyun, Milliyetçi Hareket üzerindeymiş gibi gözükse de, esas oyun TÜRK MİLLETİNİN bekası üzerinde olduğu unutulmamalıdır. Devlet ve milletin zarar görmemesi için de her türlü menfaati elinin tersi ile itmiş bir lider ve kadrolarını anlayabilmek, ancak düşünceyi özümseyenlerle mümkündür. Herkes kendine siyasi bir yol ve yön çizmekte serbesttir.
Çizdiği yol ne ise Misyonunu ve vizyonunun açıklaması gerekirken, önceki konumuna saldırması da kime hizmet ettiğini göstermektedir. Son yıllarda hükümete dışarıdan destek veren MHP ve kadroları oluşturulan algılarla acımasızca eleştirilmektedir. Benzer tutum rahmetli BAŞBUĞ tarafından da uygulandığı zamanlarda da anı saldırılara maruz kalınmıştır. Çünkü Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milletine ve Türk Devletine hizmeti ölçü almıştır. Bu güne kadar devlet idaresinde bulunan hükümetler ve kadroları iç ve dış meselelerde yetersiz kalmışlardır.
Bu yetersizlikler her zaman Türk Milletine ve Devletine zarar verdiği için MHP refleksi harekete geçmiştir. Hükümetlere tavsiyelerde bulunmuşlardır. Son yıllarda devleti ve milleti her konuda rahatsız eden dış güçlerin maşası PKK ve FETÖ ile mücadelede hükümete destek vermek mi kötü bir siyasettir. Akdeniz’de güç göstermek ve hakkını aramak mı kötüdür. Ülkeyi okyanus ötesinin köleliği için, iç savaş çıkarıp kardeş kanı dökülmesine engel olmak mı kötü karardır. İçeride ve dışarıda her Türk insanının zarar görmemesi için sınır ötesi hareket konusunda hükümete destek vermek mi beğenilmemektedir. Yeni hükümet modelli anayasa değişikliği konusunda elini taşın altına koymak geleceği sağlama almak mı beğenilmeyip eleştirilmektedir.
Keşke değişiklik maddelerini okuyup sandığa gidilseydi. Hep savunurum. Herkes siyaseten kendi yolunu seçmekte serbestir.
Bu yol seçiminde lütfen edep ve adap sınırları dışına çıkmamalıdır. En önemlisi de ESKİ unvanlarınız ne ise o unvanları bir daha ağzınıza almayınız. Yeni siyasi yolunuzun da misyonunu ve vizyonunu açıklayıp taraftar toplamayı deneyiniz. Hiç kimse birilerine çamur atarak, kendini anlatmış olamaz. Ancak çirkin yüzünü sergiler”. Yine hatırlatacağım; ”Bir kere sandığa gitmekle siyasetçi olunmaz